Türk Mizahının En Büyük Ustası Nasreddin Hoca Bu Türbede Yatıyor. 386 tarihini taşıyan mezar taşı kitabesi tersinden okunarak, Hoca’nın H.683 de (1284-85) öldüğü anlaşılmıştır. Fıkraları yüzyıllardır yaşayagelen Hoca, gerçekte Akşehir’imizin ölümsüz bir kişisi ve Türk halkının simgesidir. Onun bir fıkrasını hatırlayarak “Dünyanın Merkezi burası” dır, diyor ve huzurunda saygıyla eğiliyoruz.
Tarihçe
Türbenin ilk yapıldığı zaman net olarak bilinmemektedir. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde* “Şehrin kıble yönünde, dış kısmındaki bahçeler içinde, büyük din adamı ve değerli zat el-mevlâ hayretü’ş-şeyh Hoca Nasreddin bulunmaktadır. Doğumu Akşehir’dedir. Gazi Hüdavandigar zamanına yetişip Yıldırım Bayezid Han zamanında neş-vü nema bulup, fazilet sahibi olup, hazır cevap, keramet sahibi, filozof, din ve dünya işlerini birlikte ve eksiksiz yürüten büyük bir zat idi. (…) Yıldırım Han’dan sonra Çelebi Sultan Mehmed asrında merhum olup, Akşehir dışındaki kubbeli türbesinde defnolunmuştur. Dört tarafı parmaklıkla çevrilidir.” demektedir.
- Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, III. Cild, İstanbul 1314, s. 16
Türbe üzerindeki kitabede 1906’da Konya Valisi Faik Bey tarafından yenilenerek bu günkü haline döndürüldüğü belirtilmektedir. Önceki ve sonraki haline ait görünümler aşağıda sunulmuştur.




Mimari
Türbenin mevcut haliyle iç tarafında 6 sütun bulunmaktadır. Sütunların arasındaki 5 kenar boş olup 6. Kenarda bir kapı ve kapı bulunmaktadır. Türbenin dış kısmında 12 sütun bulunmakta olup 12 gen piramit diyebileceğimiz külah şeklinde bir çatısı bulunmaktadır.

Mezar Taşı
Hêzihi’t türbetü’l merhum ü
mağfur ilâ abdihi’l-
Ğafûr Nasreddin
Efendi ruhuna
Fâtihâ Sene 386
H(ê)aiz: Bulunan, sahip
Merhum: Rahmete erişen, vefat eden
Mağfur: Affedilen
El-Ğafûr: Çok mağfiret eden, günahları çokça örten ve kusurları çokça bağışlayan
Sene 386 Konusu
Arapçada harfler Türkçedeki gibi soldan sağa okunur ancak 386 senesi 977-978 yıllarına tekabül ediyor ki bu daha Anadolu’da Bizans yönetiminin olduğu yıllardır. Bu sebeple vefat yılı konusunda, eşeğine ters binen Hoca’ya atfen bir latifenin bulunduğu ve 683 senesi olduğu, buradan da Hoca’nın 1285-86 yıllarında vefat ettiği düşünülmektedir. Bu durum Hocamızın Seyyid Mahmud Hayrani’nin talebesi olma hususuna da uymaktadır.
Hocamızın vefat tarihiyle alakalı başka bir karmaşa da Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nden kaynaklanmaktadır. Seyahatname’de Hocamızın Gazi Hüdavandigar zamanına yetişip Yıldırım Bayezid Han zamanında neş-vü nema bulup, Çelebi Sultan Mehmed asrında merhum olduğunu belirtilmektedir. Ayrıca halk arasında anlatılan Timur ile Hocamız arasında geçen menkıbelere de yer verilmektedir. Mehmed Han’ın 836 yılında vefat ettiği düşünüldüğünde Hocamızın vefat tarihi de aynı rakamlardan oluşan 836 olabileceği de düşünülebilir.


Kitabe
Revnâk-efzây-ı makâm-ı mu’allâ-yı hilâfet-i mukaddesiyye-i İslâmiyye ve şeref-bahşâ-yı erike-i saltanat-ı mu’azzama-i O’smânîyye
Es-Sultân ibnü’s-Sultân es-Sultân-ı Gâzi Abdülhamid Hân-ı sânî efendimiz hazretlerinin
âsâr-ı müteberrike-i la-tuhsa-yı şâhânelerine ilâveten Hoca Nasreddin merhumun işbu türbeleri dahî Konya Vâlisi
Atûfetlü Fâik Beyefendi hazretlerinin zâman-ı me’murîyetinde bi’t-teberrük tecdîd-i inşâ olunmuştur 12 Recep Sene 1324
Revnâk efzâ: Parlaklık veren
Mu’allâ: Yüce, yüksek
Mukaddes: Noksan ve kusurdan uzak olan
Şeref-bahşâ: Şeref veren
Erike: Taht
Mu’azzam: Çok büyük
İbn: Oğul
Sânî: İkinci
Âsâr: Eserler
Müteberrike: Mübarek sayılan
La-tuhsa: Sayılamayacak kadar çok
Atûfet: Şefkat
Kapı ve Kilidi
Hoca’nın türbesinin iç bölümünde 6 sütun bulunmaktadır. Teki hariç sütunların arası boş olup sanduka bölümüne girilebilirken tek arada bir kapı ve kapının üzerinde kocaman bir kilit bulunmaktadır.

Dünyanın Ortası Burasıdır
Fıkra odur ki; Hoca bir gün eşeğiyle giderken ahaliden birkaç kişi tarafından durdurulur. İçlerinden birisi “Hocam dünyanın ortası neresi?” diye sorar. (Bir anlatışa göre bu kişiler soruya cevap veremeyeceğini için Hocayla dalga geçmeyi düşünmektedirler.) Hoca hazırcevaptır. “Eşeğimin sol arka ayağının bastığı yer” der. Oradakiler “Olurmu Hocam derler”. Bunun üzerine Hoca “İnanmazsanız ölçün” diye cevap verir.
Bu fıkraya atfen Hoca’nın türbesinin Kuzey-Batı tarafından yaklaşık 2-3 metre ilerisinde yerde böyle bir plaka bulunmakta ve Akşehir’lilerce “Dünyanın Ortası Burasıdır” denmektedir.
Buna benzer bir fıkra da şöyledir. Ahaliden biri, bir gün Hoca’ya “Hocam gökte kaç yıldız var?” diye sorar. Bunun üzerine Hoca “Şu bizim Karakaçan’ın (eşeği) üzerindeki kıllar kadar.” der. Ahalinin itirazı üzerine Hoca, “İnanmazsanız sayın bakın” der.

Yorum yapın